Etiketler:Antalya, Seyahat, Turizm, Kaleiçi, Konyaaltı Sahili, Düden Şelalesi, Side Antik Kenti, Olimpos Antik Kenti, Köprülü Kanyon, Tazı Kanyonu, Likya Yolu, Alanya, Kaş
Türkiye’nin turizm incisi olarak bilinen Antalya, Akdeniz Bölgesi’nin göz alıcı kıyılarında, Toros Dağları'nın eteklerinde masmavi denizi, yemyeşil doğası ve eşsiz güzellikleriyle her yıl milyonlarca yerli ve yabancı ziyaretçiyi kendine hayran bırakıyor. Bu güzellikleri gören Atatürk, 'Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir' diyerek bu eşsiz coğrafyayı tanımlamıştır. Dört bir köşesi farklı bir hikâye anlatan bu büyüleyici şehirde, adım attığınız her nokta size farklı duygular ve deneyimler yaşatır.
Antalya, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve tarihi ile kültürel gezilerde ziyaretçilerini geçmişin derinliklerine taşımıştır. Antik kentlerde, tarihin izlerini sürerken yaşanmışlık hissini iliklerinize kadar hissedebilirsiniz. Yemyeşil doğasında, taze çam kokularını içinize çekebilir, upuzun sahillerinde Akdeniz’in berrak sularının, kumun ve güneşin tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. Büyüleyici şelalelerinin huzur veren sesi ve muhteşem manzaraları, insanı adeta doğayla bir bütün olmaya davet eder. Antalya, sadece bir şehir değil, keşfettikçe sizi kendine hayran bırakan ve her adımda unutulmaz anılar biriktirmenizi sağlayan bir deneyimdir. Eğer seyahat rotanızı Antalya olarak belirlediyseniz ve nereleri dolaşmalıyım, nerelere gitmeliyim? diye düşünüyorsanız, keşfetmeniz gereken en özel yerleri sizin için sıraladık:
Alanya:
Alanya, Antalya’nın doğusunda yer alan ve Akdeniz’in mavi sularıyla çevrili büyüleyici bir tatil beldesidir. Tarihi ve doğal güzelliklerin bir arada bulunduğu bu şehir, her yıl yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olmaya devam etmektedir. İlçe, şehir merkezine yaklaşık 135 kilometre uzaklıkta yer alır ve hem kara yolu hem de hava yolu ile kolayca ulaşılabilir.
Alanya, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu kültürel zenginlik günümüze kadar taşınmıştır. İlçenin sembol yapılarından biri olan Alanya Kalesi, Akdeniz’e hakim konumuyla hem muhteşem bir manzara sunar hem de geçmişin izlerini taşır. Kaleye çıkan yol boyunca tarihi taş evleri ve surları keşfedebilir, zirveye ulaştığınızda büyüleyici bir panoramik manzara ile karşılaşabilirsiniz.
Alanya, sadece tarihiyle değil, doğal güzellikleriyle de dikkat çeker. Kleopatra Plajı, turkuaz renkli suları ve ince kumlarıyla deniz severler için vazgeçilmez bir noktadır. Damlataş Mağarası ise şifalı havası ve sarkıtlarıyla ziyaretçileri kendine hayran bırakır. Doğa ile iç içe vakit geçirmek isteyenler için Dim Çayı harika bir alternatiftir. Çayın kenarındaki restoranlarda serin bir ortamda yemek yiyebilir veya suyun üzerinde bulunan platformlarda dinlenebilirsiniz.
Alanya, doğa sporlarından tarihi keşiflere, deniz keyfinden gece hayatına kadar geniş bir yelpazede seçenekler sunar. Alanya’nın sunduğu eşsiz güzellikleri deneyimlemek için yaz ayları özellikle idealdir. Ayrıca, yerel pazarları ve geleneksel Türk mutfağını deneyimlemek için şehir merkezi mutlaka ziyaret edilmelidir.
Düden Şelalesi:
Düden Şelalesi, Antalya şehir merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta, Kepez ilçesi sınırlarında yer alır. kolay ulaşılabilir konumu sayesinde hem yerli hem de yabancı turistlerin sıkça ziyaret ettiği bu şelale, doğayla iç içe huzurlu bir gün geçirmek isteyenler için mükemmel bir seçenektir. Yemyeşil bitki örtüsü, serin havası ve etkileyici su sesiyle adeta bir doğa harikasıdır. Şelaleden akan suyun oluşturduğu manzara, her mevsim ayrı bir güzellik sunar ve şelalenin arkasında bulunan doğal mağara, ziyaretçilere bu eşsiz güzelliği farklı bir açıdan görme imkanı tanır. Şelale etrafında doğa yürüyüşleri yapabilir, tertemiz hava eşliğinde keyifli zaman geçirebilir, fotoğraf çekebilir, şelalenin hemen yanında yer alan piknik alanlarında ailenizle vakit geçirebilir veya kafelerde dinlenip manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. Sabah 08.00’den akşam 19.00’a kadar ziyaretçilere açık olan Düden Şelalesi, özellikle yaz aylarında sabah saatlerinde ziyaret edildiğinde daha sakin bir deneyim sunar.
Kaleiçi:
Antalya’nın merkez ilçesi Muratpaşa’da yer alan Kaleiçi, şehrin tarihi dokusunu günümüze taşıyan en özel noktalardan biridir. Tarihi boyunca Osmanlı, Selçuklu ve Roma medeniyetlerine ev sahipliği yapmış olan Kaleiçi, bu farklı kültürlerin izlerini adım adım keşfetmenize olanak tanır. Şehrin tam kalbinde bulunan bu bölgeye adım attığınızda, Roma döneminden kalma Hadrian Kapısı’ndan geçerek Kaleiçi’nin dar sokaklarına, taş evlerine ve etkileyici atmosferine yolculuğa başlarsınız. Bölgenin Arnavut kaldırımlı sokaklarında yürürken, sevdiklerinize butik dükkanlardan anı niteliğinde hediyelik eşyalar alabilir, yığma taşlardan inşa edilmiş otantik evlerde konaklayabilirsiniz. Deniz manzarası eşliğinde keyifli bir yemek yedikten sonra, Kaleiçi Marina’da sakin bir yürüyüş yaparak eşsiz atmosferin tadını çıkarabilirsiniz. Bölgenin dar sokaklarında yürüyerek gezmek hem tarihe tanıklık etmenin hem de Kaleiçi’nin büyüleyici ruhunu hissetmenin en keyifli yoludur.
Kaş:
Kaş, Antalya’nın batısında yer alan ve doğal güzellikleri, berrak denizi ve tarihi dokusuyla dikkat çeken şirin bir tatil beldesidir. Akdeniz’in masmavi suları ile çevrili bu ilçe, huzur dolu bir atmosfer arayan ziyaretçiler için eşsiz bir rotadır. Antalya şehir merkezine yaklaşık 190 kilometre uzaklıktadır ve özel araçla ya da otobüsle kolayca ulaşılabilir.
Kaş, tarihi Likya uygarlığının izlerini taşıyan antik kentleri, dar sokakları ve taş evleriyle geçmişle bugünü bir araya getirir. Antik tiyatrodan başlayarak şehrin tarihi sokaklarında yürüyüş yapabilir, bölgenin kendine özgü havasını soluyabilirsiniz. Kekova Adası’nda yer alan Batık Şehir, Kaş’ın en dikkat çekici noktalarından biridir ve tekne turlarıyla ziyaret edilebilir. Doğal güzellikleriyle de büyüleyen Kaş, Kaputaş Plajı ve Patara Plajı gibi Türkiye’nin en ünlü plajlarına ev sahipliği yapar. Turkuaz sularında yüzebilir, dalış sporlarıyla su altı dünyasını keşfedebilirsiniz. Özellikle Kaş, Türkiye’nin en popüler dalış rotalarından biri olarak kabul edilir ve farklı seviyelerde dalış noktaları sunar. Doğa severler için de cazip bir rota olan bu şehir, trekking parkurları ve Likya Yolu güzergahı ile doğa yürüyüşleri için mükemmel bir başlangıç noktasıdır. Ayrıca ilçede yer alan butik oteller, sahil restoranları ve yerel pazarıyla hem sakin bir tatil hem de keşif dolu bir deneyim sunar.
Konyaaltı Sahili:
Antalya’nın en ünlü ve en uzun plajlarından biri olan Konyaaltı Sahili, şehir merkezine yakınlığı ve Akdeniz’in berrak sularıyla birleşen muhteşem manzarasıyla öne çıkar. Toros Dağları’nın eteğinde yer alan bu sahil hem yerli halkın hem de turistlerin keyifle vakit geçirdiği bir duraktır.
Konyaaltı Sahili, 7 kilometrelik uzunluğu ve mavi bayraklı plajlarıyla sadece denize girmek için değil, aynı zamanda yürüyüş yapmak, bisiklete binmek veya sahil boyunca yer alan restoran ve kafelerde vakit geçirmek için de ideal bir yerdir. Sahilin çevresinde bulunan parklar, açık hava spor alanları ve çocuk oyun alanları, aileler için de keyifli bir deneyim sunar.
Köprülü Kanyon:
Köprülü Kanyon, Antalya’nın Manavgat ilçesi sınırlarında yer alan ve doğaseverlerin mutlaka görmesi gereken doğal bir harikadır. Adını, kanyonun içinden geçen ve Akdeniz’e dökülen Köprüçay Nehri’nden alan bu bölge, 14 kilometrelik uzunluğu ve etkileyici manzaralarıyla Türkiye’nin en büyük kanyonlarından biridir. Köprüçay Nehri, özellikle rafting için Türkiye’nin en popüler rotalarından biridir. Başta rafting olmak üzere kano, kanyoning (kanyon geçişi), yüzme, doğa yürüyüşü, kaya tırmanışı, oryantiring, bisiklet, olta balıkçılığı gibi pek çok spor dalı için uygundur. Ayrıca botanik-yaban hayatı gözlemciliği, jeolojik yapı gözlemi, fotoğrafçılık ve kampçılık gibi doğayla iç içe aktiviteler de bölgenin sunduğu imkanlar arasında yer alır. Piknik alanları, cip safari turları ve yayla gezileri de Köprülü Kanyon’un sunduğu keyifli etkinliklerdendir.
Köprülü Kanyon, Antalya şehir merkezine yaklaşık 90 kilometre uzaklıktadır ve Manavgat ile Serik ilçelerinden özel araçla veya düzenlenen turlar aracılığıyla kolayca ulaşılabilir. İlkbahar ve yaz ayları, Köprülü Kanyon’u ziyaret etmek için en keyifli dönemdir. Özellikle Mayıs ve Haziran aylarında Köprüçay Nehri’nin debisi yükselir ve rafting ile kano gibi su sporları için en uygun zamanı oluşturur. Çam, sedir ve defne ağaçlarıyla çevrili Köprülü Kanyon, zengin flora ve faunasıyla dikkat çeker. kamp yapmak, doğanın içinde huzurlu bir gün geçirmek ve kanyonun büyüleyici manzaralarını fotoğraflamak için harika bir rotadır. Macera ve doğayı bir arada yaşamak isteyenler için unutulmaz bir destinasyon olarak ziyaretçilerini bekliyor.
Likya Yolu:
Likya Yolu, Antalya’dan başlayıp Fethiye’ye kadar uzanan ve yaklaşık 540 kilometre uzunluğunda olan Türkiye’nin en ünlü yürüyüş rotalarından biridir. Antik Likya medeniyetinin izlerini taşıyan bu rota, Patara, Olympos, Xanthos ve Myra gibi tarihi kentleri keşfetme imkanı sunarken, Toros Dağları’nın eteklerinden Akdeniz’in masmavi manzaraları eşliğinde unutulmaz bir deneyim yaşatır. Tarihi ticaret yollarını ve antik kalıntıları birleştiren yol, zengin flora ve faunasıyla doğaseverler için eşsiz bir seçenek sunar. Bahar aylarında, özellikle Nisan-Mayıs ve Eylül-Ekim dönemlerinde yürüyüş için en uygun zamanlardır. Kamp yapma, yüzme ve doğa yürüyüşü gibi aktivitelerle dolu bu rota, hem tarih hem de doğa tutkunları için vazgeçilmez bir macera sunmaktadır.
Side Antik Kenti:
Side Antik Kenti, Antalya’nın Manavgat ilçesinde, Akdeniz’in kıyısında yer alan ve geçmişin büyüleyici izlerini günümüze taşıyan bir liman kentidir. M.Ö. 7. yüzyılda Antik Yunan kolonileri tarafından kurulan Side, adını “nar” anlamına gelen Luvice bir kelimeden alır. Tarih boyunca ticaretin, kültürün ve denizciliğin önemli merkezlerinden biri olan kent, bugün Türkiye’nin en dikkat çekici antik bölgelerinden biridir.
Side Antik Kenti, sadece tarihi önem taşıyan yapılarıyla değil, aynı zamanda eşsiz doğal güzellikleriyle de ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunar. Apollon Tapınağı’nın görkemli sütunları ve antik tiyatroda yürürken dönemin mimari ustalığını keşfetme fırsatı bulabilirsiniz. Antik tiyatronun yanı sıra sütunlu caddelerde dolaşırken tarihin atmosferini adım adım hissedebilirsiniz. Gün batımında Apollon ve Athena Tapınaklarında büyüleyici bir manzara eşliğinde keyifli vakit geçirebilir, liman çevresinde yapacağınız bir yürüyüşle Side’nin tarihi ruhunu daha yakından tanıyabilirsiniz.
Bölgedeki restoranlarda deniz manzarası eşliğinde yöresel tatları deneyimleyerek gününüzü tamamlayabilir, Side’nin eşsiz atmosferinde unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz. Side’nin tarihi atmosferini keşfederken, konforlu bir ulaşım için Ottobus transfer hizmetlerinden faydalanabilirsiniz.
Tazı Kanyonu:
Tazı Kanyonu, Antalya’nın Manavgat ilçesinde yer alan, Köprülü Kanyon Milli Parkı’nın bir parçası olan ve doğa severlerin mutlaka görmesi gereken eşsiz bir yerdir. Yaklaşık 200 metre yüksekliğindeki dik kayalıklarıyla ünlü olan kanyon, nefes kesen manzaraları ve huzur veren atmosferiyle ziyaretçilerini büyüler.
Son yıllarda popülerliği artan Tazı Kanyonu, özellikle yürüyüşçüler, fotoğraf tutkunları ve doğa severler için vazgeçilmez bir durak olmuştur. Kayalıkların zirvesine çıktığınızda, Köprüçay Nehri’nin kıvrımlı yolculuğunu izleyebilir, muhteşem bir panoramik manzara eşliğinde eşsiz fotoğraflar çekebilirsiniz.
Kanyona ulaşım için Manavgat’tan araçla veya düzenlenen turlarla kolayca gidebilirsiniz. Yürüyüş yapmayı sevenler için çevrede doğa yürüyüşüne uygun parkurlar da bulunmaktadır. En iyi ziyaret zamanı bahar ve yaz aylarıdır; sabah erken saatlerde giderek doğanın huzurunu ve serinliğini daha yoğun hissedebilirsiniz.